BOŞLUK

       
        Kırıldıysan şayet fısılda. Kimseye anlatamıyorsan derdini bir deniz bir toprak belki de sen yetersin sesini duyurmaya. Seni duyabilecek kimsenin olmadığını düşündüğün bir anda kendine fısılda. Dur biraz, düşün ve hisset olabilecekleri. Senden daha kıymetli çok az şey var şu dünyada. 
          İnsanları sevip değer veriyorsun. Onları kıymetinden daha bir çok kıymetlendiriyorsun.Belki de yaptığın en masum hata bu ama sıra sana geldi mi kimsecikleri göremiyorsun etrafında. 
           İnsan üzüldüğü veya kırıldığı zaman ona değer veren, vaktiyle çok değer verdiklerini görmek ister yanında. Düştüğü zaman bilir ki onu kaldıracak sevdikleri pervanedir etrafında. En azından kendi öyle yaptığı için öyle bir beklentiye girer elinde olmadan. Ama yok, o öyle olmaz. Verdiğin değeri alamazsın kimseden. Sen ne kadar pervaneysen o kadar el altındasındır. Zamanla fark edersin bu ağır yükü.
           Bazı şeyleri fark ettikçe uzaklaşmak istersin ama onun da adını uyduruvermişlerdir. Derler ki ; Sen değiştin. Değişmeyen ne var ki etrafımızda. Her şey değişiyor. Değişimin ta kendisi insanken değişmemesini beklemek pek de akıl karı değil bence. İnsanları yaftalamaya zinhar karşıyız, amma velakin yaftalamaya ne kadar karşı isek yaftalanmaya da karşıyız ki bunu kim bilecek?
         İnzivaya çekildiysem eğer sevgimdendir. Uzaklaştıysam bilin ki sevgisizliğinizden. Ne kadar değer görmez ötelenirse insan, bir zaman sonra en çok da kendine yabancılaşırmış. Yabancılaşmam kendimi tanımaya çalışmaktan yanlış anlaşılmasın. Asıl yabancılaşmam ise  bilhassa kendimi bulmak adına gerçekleştirdiğim bir iç savaş. Belki de kendimi kaybediş. Bir boşluk içinde bastırılmış haklı çığlıklarımdır. 

Yorumlar

Popüler Yayınlar